Mustafa Kemalsiz Bir Çanakkale Savaşları Tarihi Yazılamaz
Sinan Meydan'dan tarihi açıklamalar video izle>>>>>
İşte Çanakkale’deki Mustafa Kemal:
« 18 Nisan 1915’te, Mustafa Kemal’in komutasındaki 19. Tümen, Çanakkale’ye yeni atananMareşal Liman von Sandersi’n komutasındaki 5. Ordu’nun yedeğine alınarak Bigalı köyüne gönderilmiştir. Böylece Mustafa Kemal, Maydos’tan Bigalı’ya geçmiştir.
« Çanakkale Savaşı öncesinde, Osmanlı ordusunun başındaki Alman General Liman von Sanders Paşa, Çanakkale’ye İngiliz çıkarmasının, Saroz Körfezi ve Anadolu kıyılarından, özellikle Bolayır’dan yapılacağını düşünürken, Yedek Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, Çanakkale’ye İngiliz çıkarmasının Anafartalar bölgesinden; Alçıtepe veKocaçimen’den yapılacağını belirtmiştir. Gelişmeler, Mustafa Kemal’i haklı çıkarmıştır.
« 25 Nisan 1915’te İngiliz, Fransız ve Anzak birlikleri Çanakkale’de sabaha karşı Arıburnu, Seddülbahir ve Kumkale sahillerinden çıkarma yapmaya başlamıştır. Seddülbahir’e çıkan düşman, kıyı topçusunun yoğun ateşi ve kuvvetlerimizin karşı taarruzuyla durdurulmuş, Kumkale kıyılarından yapılan çıkarma gelişememiş, Arıburnu’na çıkan düşman ise, Mustafa Kemal komutasındaki birliklerce geri püskürtülmüş ve bozguna uğratılmıştır. Çanakkale’ye 25 Nisan 1915’te, saat 05:30 civarında ayak basan düşman çıkarma birlikleri, 09:45’tekarşılarında Mustafa Kemal’i ve 57. Alayı bulmuşlardır. 25 Nisan 1915’teki ilk çıkarma başladığında Çanakkale Bigalı Köyü doğusunda Değirmenlik mevkiindeki karargahındabulunan 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, çıkarmayı haber alır almaz, (Maltepe’deki 77 Alay ve 9. Tümenden aldığı raporlarla), inisiyatif kullanarak, 07:45’de karargahından hareket etmiş ve 57. Alayla birlikte saat 09:40’da Kocaçimen’e varmıştır.Orada yaklaşık 10 dakika 57. Alayı dinlenmeye bırakarak kendisi atına atlayıp sarp araziden Conkbayırı’na gitmiştir. Buraya geldiğinde, 27. Alay 2. Taburun “Balıkçı Damlarındaki” savunma müfrezinden arta kalan erlerin, 261 rakımlı tepeye (Conkbayırı’nın güneyindeki platonun üzerinden kuzeye) doğu geri çekildiklerini görmüştür. İşte tam o an atından inen Mustafa Kemal, düşmandan kaçan Türk erlerinin tam önünde durarak o ünlü “düşmandan kaçılmaz” konuşmasını yapmış; kaçan erlere süngü taktırıp yere yatırarak, bozguna uğramış bir birlikten arta kalanlardan bir savunma hattı kurmuştur. Mustafa Kemal komutanlara verdiği emirde: “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir” demiştir. Türk ordusunun yeniden savaş durumuna geçtiğini gören düşman kuvveti neye uğradığının şaşkınlığını yaşarken imdada yetişen 57. Alay ve 8. Tabur düşmana saldırmıştır. Conkbayırı sırtlarında yaşanan boğaz boğaza çatışma sonunda 57. Alayın neredeyse tamamı şehit olmuş, ama düşman çıkarması da sonuçsuz kalmıştır. Mustafa Kemal’in ifadesiyle “kazandığımız an bu andır.” Mustafa Kemal, yönettiği, 25 Nisan 1915 taarruzunu, gece saat 10:00’da 3. Kolordu Komutanlığı’na çektiği telgrafta şöyle anlatmıştır: “Sağ kanatta Alay 57, sol kanatta Alay 77, Alay 27, Arıburnu istikametinde taarruz etmektedir. Düşman mavnalara binip kaçmaya başladı. Umum cephede düşmana taarruz ve (düşmanı) takip ediyorum. Sağ kanatta taarruz eden Alay 57’yi Alay 72’den bir taburla takviye ederek hücuma sevk ediyorum.”
« Mustafa Kemal, 25 Nisan 1915’teki Arıburnu taarruzunda gösterdiği başarıdan dolayı “Arıburnu Kuvvetler Komutanlığı”na getirilmiş ve 25 Nisan 1915’ten 16 Mayıs 1915’e kadarbölgedeki tüm kuvvetleri tek başına komuta etmiştir. “Mustafa Kemal, 5-10 kişiyi bile idare edemezdi” dediği iddia edilen “tarih profesörüne” ithaf olunur!..
« 25/26 Nisan 1915’te düşman Arıburnu ve Conkbayırı’ndan yeni çıkarmalar yapmış ve her seferinde karşısında Mustafa Kemal’in komutasındaki Mehmetçiği bulmuştur. Örneğin, 26 Nisan tarihinde Conkbayır’na yapılan taarruzu Mustafa Kemal, daha sonra Kemalyeri diye adlandırılacak yerden yönetmiş, Kanlısırt-Kırmızısırt hattında düşmana ağır kayıplar verdirerek, düşmanı kıyıya çekilmeye zorlamıştır.
« Bu başarılarından dolayı 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa, 27 Nisan 1915’te, Mustafa Kemal’e bir kutlama telgrafı çekmiştir :“Başarınızı kutlarım. Raporlarınızı Başkomutanlık Vekaleti Yüksek Makamına arz ediyorum… Emrinize verilen 33. Alay’la birlikte düşmanı denize dökünüz. Donanmamız bizi ateşle destekleyecektir. Tanrı’nın yardımı bizimledir.” Esat Paşa, 30 Nisan 1915’te bir kere daha Mustafa Kemal’e kutlama telgrafı çekmiştir: “Geceli gündüzlü devam eden harbi, başarı ile yöneterek her an bir başka surette belirmekte olan fedakar hizmetlerinizin devamını bekler, sizi yürekten kutlarım.”
« Mustafa Kemal, Çanakkale’deki başarılarından dolayı 30 Nisan 1915’te Gümüş İmtiyaz Madalyası almış, bunu Altın ve Gümüş Liyakat Madalyaları izlemiştir. (Mustafa Kemal’i günahı kadar sevemeyen Enver Paşa, bu madalyaları herhalde Mustafa Kemal’in mavi gözleri için vermemiştir.)
« 1 Mayıs 1915’te, Mustafa Kemal’in komutasındaki 19. Tümen, Arıburnu cephesinde düşmana taarruz etmiş, istenen sonuç alınamayınca, Mustafa Kemal, 2 Mayıs’ta taarruzu durdurmuştur.
« 9/10 Mayıs 1915’te Arıburnu cephesinin sağ yanından taarruza geçen düşman, Mustafa Kemal’in 19. Tümeni’ne bağlı birliklerce durdurulmuş ve geri püskürtülmüştür.
« 10 Mayıs 1915’te, Mustafa Kemal’in Arıburnu muharebelerini yönettiği tepeye, 3. Kolordu Komutanlığı’nın günlük emriyle- “Kemalyeri” adı verilmiştir.
« 11 Mayıs 1915’te Başkomutan Vekili Enver Paşa, öğleden sonra 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa’yla birlikte Kemalyeri’ndeki Arıburnu karargahına gelerek cephe hakkında Mustafa Kemal’le görüşmüştür.
« 16 Mayıs 1915’te, Edirne Valisi Hacı Adil Bey, Gelibolu Mutasarrıfı Rıfat, Maydos Kaymakamı Rahmi, Keşan Kaymakamı, Gelibolu Jandarma Komutanı’nın oluşturduğu bit heyet, 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa’yla beraber Kemalyeri’nde Mustafa Kemal’i ziyaret ederek cephede gösterdiği fedakarlık ve kahramanlık nedeniyle kendisini tebrik etmişlerdir.
« 17 Mayıs 1915’te Mustafa Kemal, Arıburnu Kuvvetleri Komutanlığı’ndan ayrılarak 19. Tümen Komutanlığı’ndaki görevine dönmüştür. Ayrıca 19. Tümen, Kuzey Grubu Komutanlığı’na bağlanmıştır. Mustafa Kemal, Arıburnu Komutanlığı’ndan ayrılırken emrindeki birliklere yazdığı veda yazısında: “23 gün sevk ve idare etmek mutluluğu kazandığım siz demir kitlenin, Tanrı’ya sığınarak yaptığı hücum iledir ki düşmanın 20.000’i aşan kuvveti Arıburnu’nda yok edildi. Yirmi üç günlük ateşli ve kanlı ortak çabalarımız anısının samimi ve temiz duyguyla korunacağından eminim.” demiştir.
« 17 Mayıs 1915’te Mustafa Kemal’e, Arıburnu muharebelerindeki başarısından dolayı padişah adına “Muharebe Altın Liyakat Madalyası” verilmiştir.
« Mustafa Kemal, 8 Ağustos 1915’te Anafartalar Gurup Komutanlığı’na getirilmiştir. Bu görevi Çanakkale’den ayrılacağı 10 Aralık 1915’e kadar devem etmiştir. Anafartalar Grup Komutanı olarak emrinde 3 kolordu (2.16.15. kolordular) vardır. Bu, Ordu Komutanlığı niteliğinde bir komutanlıktır. Turgut Özakman’ın da belirttiği gibi, “Çanakkale Savaşı boyunca, Liman Paşa dışında hiçbir komutan, bu kadar uzun zaman, bu kadar çok birliği ve bu kadar geniş bir alanı komuta etmemiştir.” (Özakman, age,s. 112). “Mustafa Kemal, 5-10 kişiyi bile idare edemezdi” dediği iddia edilen “tarih profesörüne” ithaf olunur!... Evet! Mustafa Kemal, 5-10 kişiyi değil binlerce kişilik koca 3 kolorduyu yönetmiştir.
« 23 Mayıs 1915’te, gösterdiği başarılardan dolayı Mustafa Kemal’e Alman İmparatoru tarafından “Demir Haç” nişanı verilmiştir.
« 30 Mayıs 1915’te, Çanakkale Ağıldere’de İngilizlerle şiddetli çarpışmalar yaşanmış, Mustafa Kemal’in komuta ettiği ordular Ağıldere muharebesini kazanmıştır.
« 1 Haziran 1915’te Mustafa Kemal’in albaylığa yükselmesi nedeniyle Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili Enver Paşa, Mustafa Kemal’e “tebrik telgrafı” çekmiştir: “Yeni rütbenizi tebrik ederim. Bu terfi, görmekte olduğunuzu büyük ve fedakarane hizmetlerinize karşılık bir mükafat değil, ancak memlekete daha mühim ve ordumuza daha kıymetli hizmetler görebilecek mevkilere erişmek için geçilmesi gereken bir basamaktır”
« 4/5 Haziran 1915’te İngilizlerin gece Arıburnu cephesindeki siperlere saldırmaları üzerine başlayan mücadeleyi, sabaha karşı Düztepe’deki karargahından Tümen cephesine gelen Mustafa Kemal yönetmiştir. 19.Tümen birlikleri, işgal edilen siperleri düşmandan geri almıştır.
« 7 Haziran 1915’te Mustafa Kemal, Kemalyeri’ne giderek 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa’yla görüşmüş ve tümeni için yeterli miktarda el bombası istemiştir.
« 29 Haziran 1915’te, Başkomutan Vekili Enver Paşa, Şehzade Ömer Faruk Efendi ve İstanbul Milletvekili Hüseyin Cahit Yalçın, Gelibolu’da 5. Ordu Karargahı’nı ve Kemalyeri’ni ziyaret etmişler. Daha sonra da Düztepe’de 19. Tümen Karargahı’nda Mustafa Kemal’i ziyaret etmişlerdir
« 15 Temmmuz 1915’te Mustafa Kemal’e başarılarından dolayı, “Takfon” (nikel, bakır, çinko alaşımı) Harp Madalyası verilmiştir.
« 16 Temmuz 1915’te gazeteci, yazar ve şairlerden oluşan bir heyet Gelibolu’ya gelerek 5. Ordu ve 3. Kolordu karargahlarını gezmiştir. Heyet, Cesarettepesi’ne giden yolun düşman kontrolünde olmasından dolayı Mustafa Kemal’i ziyaret edememiş, fakat telefonla konuşarak başarılar dilemiştir.
« 6/7/8 Ağustos 1915’te İngilizlerin Arıburnu cephesine ve Conkbayırı’na saldırmaları üzerine çok kanlı çarpışmalar olmuştur. Mustafa Kemal, 7 Ağustos 1915’te saat 05:05’te, Kuzey Gurubu Komutanlığı’na yazdığı raporda: “Düşman gece yarısından başlayarak topçusuyla şiddetli ateş altına aldığı 18. ve 27. Alay cephelerine, saat 04:30’da hücum etmişse de Tanrı’nın yardımıyla ağır kayıplar verdirilerek hücum sonuçsuz bırakılmıştır.” demiştir.
« 8 Ağustos 1915’te, Conkbayırı İngilizlerin eline geçmiştir. Mustafa Kemal, saat 19:00’da Kuzey Grubu Komutanı Esat Paşa’ya, Conkbayırı bölgesindeki kritik durumu belirterek 5. Ordu Komutanı Liman von Sandersi’i ikaz etmesini bildirmiştir. Conkbayırı’ndaki durumun iyice kötüye gitmesi üzerine, 5. Ordu Komutanı Liman von Sanders adına Kurmay Başkanı Albay Kazım (İnanç), Mustafa Kemal’i telefon başına çağırarak “durumu nasıl gördüğünü” sormuştur. Mustafa Kemal bu soruya: “Bütün mevcut kuvvetlerin, komutam altına verilmesinden başka çare kalmamıştır!” diye cevap verince, şaşıran Kurmay Başkanı, “Çok gelmez mi?” diye sorunca, Mustafa Kemal: “Az gelir!” cevabını vermiştir. İşte o kritik aşamada Mustafa Kemal gece saat 21:45’te Maraşal Liman von Sanders’in emriyle Anafartalar Grubu Komutanlığı’na getirilmiş ve 9 Ağustos günü sabahın ilk ışıklarıyla taarruz emri verilmiştir. Mustafa Kemal, gece saat 01:30’da Anafartalar Grubu Komutanlığı karargahının bulunduğu Çamlıtekke’ye giderek grubun komutasını eline almıştır.
« 9 Ağustos 1915’te Mustafa Kemal’in komutasındaki kuvvetler Anafartalar bölgesinde düşmana saldırmıştır. Mustafa Kemal, 7. ve 12. Tümenlerin sabaha karşı başlayan taarruzunu, Anafartalar bölgesindeki bir tepeden başından sonuna kadar yönetmiştir. Düşman bozguna uğrayarak kaçmıştır. Taarruz sonrasında Mustafa Kemal akşamüzeri Anafartalar’dan ayrılıp Conkbayırı’na hareket etmiştir. Yol üzerinde Çamlıtekke’de, Liman von Sanders ile görüşerek akşam, Conkbayırı ile Suyatağı arasındaki 8. Tümen Karargahı’na gelmiştir. Burada son durumu inceleyerek, 10 Ağustos şafağında yapılacak taarruzun son hazırlıklarını tamamlamıştır.
« 10 Ağustos 1915’te, Mustafa Kemal, İngilizlerin 8 Ağustos’ta ele geçirdiği Conkbayırı’na taarruz etmiştir. Mustafa Kemal taarruz öncesinde askerlerine: “Askerler! Karşınızdaki düşmanı mağlup edeceğinize hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Evvela ben ileri gideyim. Siz, ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birlikte atılırsınız.” 8. Tümen alayları tarafından başlangıçta sadece süngü hücumuyla gerçekleşen bu taarruzda 4 saat süren kanlı süngü muharebeleri sonunda Conkbayırı’nıın tamamı ele geçirilmiştir. Düşmana çok büyük kayıplar verdirilen bu savaş sırasında Mustafa Kemal, göğsündeki saate isabet eden bir şarapnel parçasıyla yaralanmıştır. Mustafa Kemal, Conkbayırı’nı geri aldıktan sonra öğleden sonra 8. Tümene veda ederek Anafartalar Grubu Karargahı’na dönmüştür.
« 16 Ağustos’ta İngilizler, Anafartalar cephesindeki Kireçtepe’ye taarruz etmiş, Mustafa Kemal ateş hattında 5. Tümen Karargahı’nın bulunduğu 161 rakımlı tepeden savaşı yönetmiştir.
« 1 Eylül 1915’te Mustafa Kemal’e, Gelibolu’daki “üstün başarılarından” dolayı Gümüş Liyakat Madalyası verilmiştir.
« Mustafa Kemal, Çanakkale’de 20 Eylül 1915’te rahatsızlanmıştır.
« Mustafa Kemal, 27 Eylül 1915’te Liman von Sanders’e,, Anafartalar Grubu Komutanlığı’ndan istifa edeceğini bildirmiştir. İstifa gerekçesi olarak, Enver Paşa’nın son gelişinde kendisini ziyaret etmemesini göstermiştir. Ancak istifası kabul edilmemiştir.
« 31 Ekimde Enver Paşa, 3 Kasımda Ayan ve Mebusan Meclisi üyeleri Çanakkale’de Mustafa Kemal’i ziyaret etmiştir.
« 7 Kasım 1915’te, İngiliz Savaş Kabinesi Çanakkale’yi boşaltma kararı almıştır.
« 11 Aralık 1915’te Mustafa Kemal İstanbul’a gelirken, onun yerine Anafartalar Grubu Karargahı’na Fevzi (Çakmak) Paşa atanmıştır.
« 19/20 Aralık 1915’te İngilizler, Çanakkale’deki siperleri boşaltarak çekilmeye başlamışlardır.
İşte, “5-10 kişiyi bile idare edemediği” iddia edilen
Mustafa Kemal’in “Çanakkale Savaşları”ndaki “baş döndüren” liderliği,
başarıları ve kahramanlığı… Sadece büyük zaferleri;Arıburnu zaferi, Conkbayırı
taarruzu, I ve II. Anafartalar zaferleri, başka hiçbir şey yapmamış olsa bile,
onun adının tarihe altın harflerle yazılmasına yeter de artar bile…
Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşları’ndaki bütün planlarını, kararlarını, emirlerini, başarılarını, yaşanan sıkıntıları ve çelik iradesini “Anafartalar Muharebelerine Ait Tarihçe” ve “Arıburnu Muharebeleri Raporu” adlı anılarından belgeleriyle ve bütün ayrıntılarıyla anlatmıştır. Bunlar yayınlanmıştır. Mustafa Kemal’in anlattıklarını, Çanakkale Savaşlarına katılan diğer komutanların anıları da doğrulamaktadır. Ayrıca, Çanakkale Savaşları sırasındaki “emirler, “yazışmalar”, “mektuplar”, “raporlar” bugün elimizdedir. Bunlara bakılınca Mustafa Kemal’in Çanakkale’de nasıl bir “inanç” ve “cesaretle” mücadele ettiği, askerlerinin en önünde nasıl hücumlara kalktığı, nasıl savaşıp nasıl kazandığı bütün çıplaklığıyla gözler önüne serilmektedir.
Çanakkale Savaşları sırasında Mustafa Kemal’in “olağanüstü kahramanlığı” konusunda daha önce ODATV’ye yazdığım “Atatürk Siperde Nasıl Dururdu?” adlı yazıma bakılabilir. (http://www.odatv.com/n.php?n=ders-ataturk-siperde-nasil-dururdu-2706101200)
Mustafa Kemal’in Çanakkale Savaşlarındaki başarısını kıskanan Enver Paşa, Mustafa Kemal’in “fazla parlamaması” için onun resminin gazetelerde basılmasını bile yasaklamasına rağmen, Mustafa Kemal adının duyulmasına engel olamamıştır.
Mustafa Kemal’in “Çanakkale kahramanı” olduğunu bizim “yobaz-liboşlar” dışında inanın herkes bilmektedir.
İşte, 1915-1919 arasında Mustafa Kemal’in “Çanakkale kahramanı” olduğunu bilenler, yazanlar, söyleyenler:
Yeni Mecmua:
1918 yılında, Çanakkale Savaşlarına “özel bir sayı” ayıran Ziya Gökalp’in Yeni Mecmua dergisinde Mustafa Kemal’in Çanakkale’deki başarıları anlatılmıştır.
Mehmet Emin Yurdakul:
Mehmet Emin Yurdakul, 15 Eylül 1915’te yayınlanan Tan Sesleri adlı kitabında, “Ordunun Destanı” adlı manzumenin ilk dörtlüğünde Mustafa Kemal’den söz etmiştir.
Lütfi Simavi:
1924’te yayınlanan anılarında; “Bu gezide, osırada İstanbul’da bulunan Çanakkale kahramanlarından Mustafa Kemal Paşa’da bulunuyordu….Çanakkale’deki övünç ve gurur verici hizmetleriyle, herkes gibi ben de kendisini gıyaben tanıyordum, fakat şahsen görmemiştik. Hizmetlerinden ve başarılarından dolayı kendisini orada tebrik ettim.”
İsmail Hakkı Okday (Vahdettin’in Damadı):
“Vahdettin Efendi, bu seyahate çıkarken, kendisine refakat etmek üzere o zaman ‘Anafartalar Kahramanı’ diye anılan Mustafa Kemal Paşa’yı da yanına almıştı.”
Ruşen Eşref Ünaydın:
Mustafa Kemal’le Çanakkale Savaşlarındaki başarıları konusunda bir mülakat yapan Ruşen Eşref Ünaydın, 28 Mart 1918’de Mustafa Kemal ve Çanakkale Savaşları konusunda şunları yazmıştır:
“Memleketin en tehlikeli zamanlarında can verircesine vazife başına atılan bu kahramanın elini sıktım. İçimde ona karşı derin bir hürmet, bir İstanbul çocuğu ruhuyla derin bir şükran olduğu halde yanından ayrıldım”
Rıza Tevfik:
19 Ağustos 1918’de şöyle demiştir: “Aşiyan’da Tevfik Fikret’le yapılan ilk anma töreni için… geldiği zaman kendisini kapıda karşılamış ve orada bulunanlarla Tevfik Fikret’in eşine, ‘Anafartalar kahramanı meşhur Miralay Mustafa Kemal Beyefendi’ diye takdim etmiştim.”
Amiral Chaltrope:
İngiliz İşgal Kuvvetleri komutanlarından Amiral Chaltrope, 23 Haziran 1919’da, Lord Curzon’a gönderdiği bir telgrafta Mustafa Kemal’den, “Çanakkale Savaşı’nda büyük ün yapmış Mustafa Kemal Paşa” diye söz etmiştir.
Amiral Webb:
İngiliz İşgal Kuvvetleri temsilcilerinden Amiral Webb, 28 Haziran 1919’da Sir R. Graham’a gönderdiği telgrafta Mustafa Kemal’den, “Çanakkale Savaşı’nda bir hayli ün yapan Mustafa Kemal… Samsun’a müfettiş olarak gönderildi” diye söz etmiştir.
Yeni Gün Gazetesi:
Yunus Nadi’nin Yeni Gün gazetesi, Mustafa Kemal’in Adana’dan İstanbul’a gelişini, 14 Kasım 1918 tarihli sayısında manşetten, “Çanakkale kahramanı Mustafa Kemal bir gün önce İstanbul’a geldi” biçiminde duyurmuştur.
L’İllustrasyon Dergisi:
26 Şubat 1921’de 4069. sayısında Mustafa Kemal’i: “Kararlı, sert ama iman etmiş olan Mustafa Kemal Paşa, dünyaya baş kaldırmıştır. Meslekten askerdir. Çanakkale’de İngilizler karşısında kazandığı büyük zafer anılmaya değer.”olarak tanımlamıştır.
Tevhid-i Efkar Gazetesi:
31 Ağustos 1921 tarihli sayısında Mustafa Kemal için, “Çanakkale’de iki defa İstanbul’u kurtarmış olan Mustafa Kemal Paşa, bu defa da vatanı kurtaracaktır.” demiştir.
Yahya Kemal:
Yahya Kemal, 1921 yılında, Mustafa Kemal’den şöyle söz etmiştir: “Fatih’te, Aksaray’da küçük dükkanlarda, Eminönü’ne kadar bütün vitrinlerde, muzaffer kumandanlarımızın yanında Mustafa Kemal Paşa’nın da resmi bulunurdu, hatta köprüde, şapkalı satıcıların Mustafa Kemal Paşa’nın alçıdan küçük heykellerini sattıkları bilinmektedir”.
M. Zekeriye Sertel:
20 Mart 1919’da Mustafa Kemal hakkında şöyle demiştir: “Osmanlı tarihinin en şerefli bir sayfasını işgal edeceğine şüphe olmayan Çanakkale başarısı, orada çarpışan Türklük ruhunu, Türklük fedakarlığını ispat ettiği gibi, bir de Mustafa Kemal gibi büyük bir kahramana malik olduğumuzu gösterdi. Tarih, Çanakkale vakasını kaydederken hiç şüphesiz Mustafa Kemal ve Cevat Paşaların isimlerini de altın harflerle yazacaktır… Büyüklerini tanıma mecburiyetinde olan gençlik, Mustafa Kemal adını da belleklerine eklemeli ve kurtarıcılarımızdan birinin de o olduğunu unutmamalı”.
***
Bütün bu gerçekler, “kabak gibi” ortada dururken, hala hiç utanıp sıkılmadan, hiç vicdan azabı duymadan, hiç Allah’tan korkmadan, “Çanakkale Savaşı’nı Türkler değil Almanlar kazandı!”, “Mustafa Kemal, 5-10 kişiyi bile idare edemezdi!” “Mustafa Kemal’in Çanakkale Savaşlarında herhangi bir başarısı yoktu! Çanakkale Kahramanı olduğu sonradan uydurulmuştur” gibi “yalanlarla” önce kendilerini, sonra da bu milleti zehirleyenlere karşı sonuna kadar mücadele edeceğimi buradan bir kere daha ilan ediyorum.
Sinan Meydan
Odatv.com