MİLLİ ANAYASA KURULTAYI SONUÇ BİLDİRİSİ
Vatanımız ve Cumhuriyetimiz, uzun süreden bu yana büyük saldırılar
altındadır. Ülkemizin varlığının tehdit edildiği bugünlerde, biz Türk
vatandaşları, Yeni Anayasa yaptırarak Gazi Meclis’i anayasal düzeni
ortadan kaldırma gibi ağır bir siyasal suç işlemeye sürükleyenlere
karşı, 27 Mart 2016 günü Ankara’da toplandık ve aşağıda belirttiğimiz
tutumda birleştik.
1. Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi bölünmez bir bütündür.
Topraklarımız üzerinde birden fazla egemenlik alanı yaratılamaz.
Bölgecilik yapılarak özerklik, federasyonculuk güdülemez. Ülkemizin bir
karış toprağından vazgeçilmesi söz konusu dahi olamaz.
2. Türkiye Cumhuriyeti’nde egemenlik Türk Milleti’ne aittir.
Çokkültürcülük adına etnik ayrılıkçılık, ümmetçilik adına mezhebi
parçalanma yoluyla Türk Milleti’nin bütünlüğü bölünemez. Ulusun varlığı
ve egemenlik hakları, hiçbir koşulda ortadan kaldırılamaz.
3. Milli birliğimizin sağlamlaşarak sürdürülmesi, egemenlik ve
bağımsızlık haklarımızın dokunulmazlığı için, 1919’dan sonra bir kez
daha, tarihsel bir görev ile karşı karşıyayız. Bu görev ‘müdafaa-i
hukuku milliye' görevidir. Bu görevi üstleniyor, ulusal haklarımızı
savunma mücadelesinden bir an bile geri durmayacağımızı ilan ediyoruz.
4. Her türlü kültürel ve toplumsal özelliklerimizin red ve inkarına
karşı olduğumuz gibi, bu özelliklerimizi Türk Milleti’ni etnik – mezhebi
topluluklara bölme aracı yapan her türlü kimlikçiliği ve
siyasallaştırmayı reddediyoruz. Etnikçi ve ümmetçi kesimlerle bunları
destekleyen dış dünya aktörlerine, Türk Milleti’nin varlığına ve
haklarına saygı göstermelerini hatırlatıyor ve bu yöndeki Yeni Anayasa
girişimlerinden vazgeçmelerini ihtar ediyoruz.
5. Anayasa’dan Türk Vatandaşlığı statümüzü silmeye ve egemenliği Türk
Milleti’nden almaya yeltenen Yeni Anayasa saldırısına karşı,
varoluşumuzu savunma ve direnme esasının meşru olduğunu ilan ediyoruz.
6. Siyasal ümmetçilik güdenlerin ortadan kaldırmak istedikleri milli
devlet, bireysel ve sosyal özgürlüklerimizin güvencesi olan laikliğin
koruyucu zırhıdır. Laikliği ortadan kaldırarak bireysel hak ve
özgürlüklerimizi cemaatlere devredecek, halkımızı mezheplerin, inanç
gruplarının iktidar savaşlarına mahkum edecek bir Yeni Anayasa’ya karşı,
yurttaşlık haklarımızı ve özgürlüğümüzü savunma ve direnme esasının
meşru olduğunu bildiriyoruz.
7. Cumhuriyetimizin kuruluş ve gelişmesinde temel olmuş hükmetme
biçimi, kaynağını meclisten alan parlamenter hükümet sistemidir. Bunu
ortadan kaldırmak, basit bir hükümet işleyişi değişikliği değil,
egemenliğimizin kullanılış tarzını değiştirmek anlamı taşır. Egemenlik
hakkımızı, hiçbir partizan hedefe ve hiçbir kişisel hevese kurban
etmeyeceğimizi açıklıyoruz.
8. Yeni Anayasa, etnik bölücülükle 2008 yılından bu yana yapılan
hukuk dışı “müzakere”lerin nihai halkasıdır. Yeni Anayasa ısrarıyla
bölücü çevrelerin taleplerini müzakereye açmak, bölücü teröre karşı
yürütülen savaşa ciddi zararlar vermektedir. Şimdiye kadar yapılmış yasa
dışı sözde “müzakere ve mutabakatlar”ın Yeni Anayasa hüllesiyle
anayasal düzen haline getirilmesi, hiçbir koşulda kabul edilemez.
9. Yeni Anayasacılığın ana damarı dışarıdadır. Yeni Anayasalar,
dünyada ve bölgemizde yeniden bir paylaşım savaşı yürüten küresel
emperyalizmin saldırı aracıdır. Ülkemizde sözde çokkültürcülük,
etnikçilik, mezhepçilik peşinde sürüklenenleri, çağımızın bu çıplak
gerçeğini fark ederek, bu gayrımilli saldırganlığa alet olmaktan
vazgeçmeleri için uyarıyoruz.
10. Büyük Ortadoğu Projesi temelinde Kuzey Afrika ülkelerinde,
komşularımız Irak’ta, Suriye’de tanık olduğumuz gerçek, milli
varoluşların ortadan kaldırılmasından ve ülkelerin kabile - aşiretlere,
etnisite - mezheplere ayrıştırılmasından, parçalanmasından ibarettir.
Ulusal varoluşları ve hakları yok edilmeye çalışılan komşularımızın, tüm
dünya uluslarının ve insanlığın kutlu geleceği için, küresel
emperyalizmin tam karşısında olduğumuzu duyuruyoruz.
11. Milli Anayasa Hareketi, karşı karşıya olduğumuz Atatürksüz,
Türksüz, bölücü gayrımilli anayasacılık saldırısına karşı, ulusal
varlığımızı, milli birliğimizi, vatanımızın bütünlüğünü ve bu değerlere
ilişkin tüm haklarımızı savunma ve direnme kararlılığını ifade eder.
Aynı iradeye sahip bütün siyasi partileri, demokratik kitle örgütlerini,
toplulukları ve kişileri, hiçbir ayırım gözetmeksizin, bu iradeyi
yükseltmeye çağırır.,